İstanbul’da IŞİD kampı. TBMM’ye saldıracaklardı
Başlığı okuyunca dehşete kapıldınız değil mi? Hiç kapılmayın…
Kapılmayın çünkü geçiş garantili sınırlarımızdan her gün ne idüğü belirsiz kaçakların girdiği, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının neredeyse emlakçılarda verilecek noktaya geldiği ülkemizde bir IŞİD kampının olması kaçınılmaz bir sonuçtur…
Ve neredeyse her gün Türkiye’nin dört bir tarafında yabancı uyruklu IŞİD mensuplarının yakalandığı haberleri de kaçınılmaz bir sonucu daha gösteriyor aslında. O da, iktidarın adeta “Ne olursan ol yine gel” temalı demografiyi değiştirme gayesi sayesinde Türkiye’nin IŞİD için güvenli bölge olmasıdır…
İzninizle İstanbul’daki IŞİD kampını anlatmadan önce, ufak bir hafıza tazelemek istiyorum. Bakın hafızaları değil, “Hafıza tazelemek istiyorum” dedim. Nedenini birazdan anlayacaksınız…
Tarihler Mayıs 2023’ü gösterirken, Hatay Reyhanlı’da Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kurumsal tabelasını taşıyan bir “Göçmen Kuran Kursu’”nda Suriyeli çocuklara Taliban tarzı “dini eğitim” verildiğini, kursun idari işleri ile “hidayete ermemiş” İngiliz bir erkek ve “hidayete ermemiş” İtalyan bir kadının ilgilendiğini Türkiye’ye duyurmuş ve “O çocuklar ne için yetiştiriliyor? Türkiye Taliban’ı mı hazırlanıyor?” diye sormuştum…
Ardından Reyhanlı emniyetinin yaptığı baskında Kuran kursunun kaçak olduğu ve binaya Diyanet’in kurumsal tabelasının Reyhanlı Müftülüğünden habersiz asıldığı ortaya çıkmış ve kurs kapatılmıştı.
Sonra ne mi oldu?
“515 Haşimi-Türkiye’deki Suriyeli Çete” kitabımda arkasında İngiliz bir STK’nın olduğunu ve IŞİD, El Nusra, El Kaide, HTŞ gibi cihatçı-selefi örgütlerin öldürülen teröristlerinin çocuklarına eğitim verildiğini detayları ile anlattığım bu kurs 2023 seçiminden bir süre sonra tekrar açıldı…
Umarım, kapı gibi belgesi olanlar dahil iktidarın aleyhine olan her haberi yalanlamakla görevli merkezin hafızası tazelenmiştir.
Zira o merkez, bu kursun başka bir ad altında yeniden açıldığını duyurduğumda, “Türkiye’de Taliban tarzı eğitim veren ve ölen cihatçı teröristlerin çocuklarını yetiştiren böyle bir yer olmadığını” belirterek beni yalanlayıvermişlerdi…
O kurs hala Reyhanlı’da faaliyetlerini sürdürürken, bir benzeri yapı da İstanbul Başakşehir’de çıktı.
IŞİD’in Horasan kolu uzun süredir Başakşehir’de “Darul Vefa İlim ve Amel Merkezi” adı altında yapılandıkları illegal bir merkezde Suriye ve Afganistan’daki çatışmalarda öldürülen cihatçı teröristlerin çocuklarına medrese eğitimi veriyordu.
16-17 yaş aralığındaki 70 çocuğa yatılı eğitimin verildiği ve öğretmenlerinin çoğunun Arap olduğu bu yerde, çocuklara dini eğitim adı altında IŞİD’in propagandası yapılıyordu. Merkezin bünyesindeki yatakhanelerde geçmişte Suriye’de IŞİD adına faaliyet göstermiş Özbek, Tacik, Kafkas, Irak ve Mısır uyruklu kişilerin saklandığını da belirtelim.
Söz konusu IŞİD kampı Emniyet’in sessiz sedasız bir operasyonu ile çökertildi ve sanıkları hakkında yargılama Mayıs ayında başlayacak.
İddianamedeki bilgiler ise, buraya kadar anlattıklarımdan daha da dehşet bir fotoğrafı önümüze koyuyor.
TBMM’YE SALDIRI PLANI
Sanıkların ifadelerinin de yer aldığı iddianamede; IŞİD hücresinin 9 üyesinin 2023’ün Haziran ayının sonunda kendi aralarında İstanbul’da bir görüşme gerçekleştirdiği, bu üyelerin, örgütün Suriye’deki elebaşlarının kararına istinaden TBMM’ye ve İstanbul’da bulunan askeri kışlalara veya polis karakollarına yönelik terör eylemi gerçekleştirilmesi gerektiği hususunda bilgilendirildiği belirtildi.
İddianamede, örgüt mensupların toplantısı sırasında, eylemler için kullanılacak mühimmat ve EYP bileşenlerinin temininin “Fuad Azeri” adlı kişi tarafından karşılanmasına karar verildiği, diğerlerine ise söz konusu amaçlar için gereken paraların toplanması görevi atfedildiği vurgulandı.
BOMBA TEDARİKÇİSİ YAKALANIP BIRAKILMIŞ
“Fuad Azeri” adlı kişinin dosyadaki sanıklardan “Fuad Rasulov” olduğu bildirilen iddianamede, Rasulov’un terör örgütü propagandası yapması, Tacik uyruklu kişilerin terör örgütüne adam kazandırma faaliyetlerinde ve IŞİD adına Suriye’deki çatışma bölgelerinde bulunması üzerine 20 Haziran 2022’de İstanbul’da yapılan bir operasyonda yakalandığı, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı anlatıldı.
ÇARŞAFLI KADINLARDAN ATIŞ TALİMİ
İddianamede, bir sanığın ikametinde ele geçirilen ruhsatsız silah, 123 mermi, 52 bin 500 dolar, 1610 avro ve 100 bin 600 lira ile cep telefonu incelemesinde ortaya çıkan kamuflaj giyimli silahlı erkekler, atış talimi yapan çarşaflı kadınlara ait fotoğraflar ve IŞİD ile ilgili dokümanın yer aldığı da kaydedildi.
İşin bir diğer boyutu da şu; Başakşehir’deki IŞİD merkezi ile bağlantılı bazı kişiler emniyetin merkezi takip altında tutması nedeniyle operasyondan önce farklı mescitlere dağıldı. Yani çökertilen IŞİD kampının hücrelerinden hala dışarıda ve aramızda olanlar var…
Türkiye’nin açık kapı politikası ile nasıl açık hedef yapıldığını görüyorsunuz değil mi?
Sığınmacı süsü verilen istilacılar sayesinde Türkiye’ye teröristlerin, ajanların, suçluların doldurulduğunu ve ülkemizin dinamitlendiğini hep söyledik…
Söyledikçe de, birbirine benzemez gibi görünenlerin, “yok birbirilerinden farkları” dedirtircesine “Irkçılık-yabancı düşmanlığı” ithamları ile karşı karşıya kaldık…
Ama onlar demografik değişim tehlikesini, demografi değişimin bu coğrafyada ne gibi politik değişimlere yol açacağı gerçeğini çeşitli sayıklamalarla Türk halkının gizlemeye çalışırken Suriyeli, Filistinli MOSSAD ajanları çıktı!
Ve gelinen son nokta; ordusu IŞİD’e karşı göğüs göğüse muharebe vermiş tek ülke olan Türkiye’nin en büyük şehrinde IŞİD kampı!
Şimdi siz söyleyin; kim kime karşı ırkçılık ve düşmanlık yapıyor?