BiyografilerHaber

Semra İnanç

s1Ege Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunu. Bir süre aynı üniversitede asistan ve ögretim görevlisi olarak çalıştı. Aynı zamanda Eğitim Fakültesini bitirdi ve öğrencisi olduğu liseye ( İzmir Kız Lisesi ) Edebiyat Öğretmeni olarak geri döndü.

İzmir Kız Lisesi’nde öğrenci iken; İzmir Müzik Okulu (Şimdiki İzmir Devlet Konservatuarı) Şan bölümüne devam etti. Bütün ideali (Kolorotür Soprano sesi vardı) Opera sanatçısı olmaktı.

Yıllar sonra Küçüklüğünden beri çok sevdiği Türk Müziğini seçti ve Türk Müziğinin büyük ustaları Bekir Sıtkı Sezgin ve Rüştü Şardağ ile İzmir’de Türk Müziği Repertuar çalışmalarına başladı.

Bu arada kuruluşunda bulunduğu İzmir Sanatçılar derneği adına konserler verdi. Bu yıllarda da İzmir Kız Lisesinde edebiyat ve kompozisyon öğretmenliği yapmaktaydı.Sonraki yıllarda da İzmir’de Aerobik Jimnastik Enstitüsünü kurdu. Çok iyi arkadaşı olan Sezen Aksu’da Semra İnanç’ın iş ortağı oldu. Birbirini çok seven bu iki dost, iki yıl hummalı bir şekilde bir saniye bile ayrılmadan birlikte çalıştı. Sezen, ilk bestelerini bu enstitüde besteledi. Bu besteleri ilk dinleyen, müzik danışmanlığını yapan ve Sezen’i yaşanmamış yıllar şarkısı ile Şat Yapım – Şanar Yurdatapan’la tanıştıran ve refere eden Semra İnanç oldu.

80’li yılların sonuna doğru profosyonel müzik hayatına ilk adımını attı. İstanbul Radyosunun sınavını kazanarak İstanbul Radyosu Türk Sanat Müziği Sanatçısı oldu.

1981 yılında Harbiye Şehir Tiyatrosunda verdiği, Atatürk’ün 100. doğum yılı konseri ile Kültürü Bakanlığı ve Müzik Şan Vakfının en iyi ses ödülünü aldı.

1982 Yılında Ahmet Özhan ile birlikte Türk Müziği dalında Yılın Sanatçısı seçildi. Aynı yıl venüs Tiyatrosunda Müzik Şan Vakfı ile Kültür Bakanlığının birlikte yönettiği, Barış Manço ve Ahmet Özhan ile birlikte verdiği konserle yılın sanatçısı ödüllerini de aldı.

Tek kanallı yıllarda TRT’de en az ayda bir defa olmak üzere proğramlar yaparak müzik yaşantısına devam etti. Bu arada üstatlarımızdan Nejdet VAROL, Abdi ÇOŞKUN, Cüneyt KOSAL ve Sadun AKSÜT gibi değerli hocalardan solfej ve repertuar dersleri alarak çalışmalarına yıllarca devam etti.

İlk gazino çalışmasını 1982 yılında, 2 yıldır kapalı olan Taşlık maksim Gazinosu’nun açılışı ile başladı. Açılışta seçkin bir kadronun assolisti olarak sahne aldı.

1987 yılında Davos Barış hareketi ile birlikte Yunanistan’a gitti. Yunanistan’ın her iki TV kanalında (EMM ve BENAKİ firmasının davetlisi olarak) konferans ve konserler verdi. Bütün Yunan basınında günlerce tam sayfa manşet oldu. “Dostluğun elçisi ve dostluk meleği” ünvanları ile taltif edildi. Ardından Yunan TV! kanalında “Dostluğun Elçisi” adıyla 13 bölümlük TV dizisi çekildi.

Bu dizide Yunanistan’ın en ünlü ses ve film sanatçıları yanında rol aldı. Yunan halkı ilk olarak bir Türk’e “Bülbül Sesli Dostluk Elçisi” ünvanını verdi. Haftalarca Türkiye’de ve Yunanistan’da basında manşetlerden inmedi.

1988 yılında ABD’ye Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu’nun davetlisi olarak gitti ve bir yıl kaldı. Türk Evi’nde kendisine bir yer tahsis ettirerek federasyondaki değerli arkadaşları Türk Amerikan dernekleri Federasyon başkanı Dr. Ata Erim’in himayelerinde ve arkadaşı Yusuf Öner’le beraber “New York Türk Müziği Cemiyeti (Turkish Music Society of New York)’ni kurdu. Yusuf Öner başkan, Semra İnanç’ta ikinci başkan olarak, seçkin bir yönetim kurulunu oluşturdular. New York Eyaletine kayıtlı olan Dernek, New York’ta Devlet Kültür ve Tiyatro Salonlarında parasız konserler tertipleme hakkına sahiptir. İşte Türk Müziği Cemiyeti’nin önemi buradadır.

Çalışmalarından dolayı 15,10,1990 tarihinde Türk Evi’nde verdiği konserde ABD Türk Federasyonu tarafından Yüksek Hizmet Ödülü ile ödüllendirildi.Ödülünü Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu Başkanı Dr. Ata Erim’in elinden aldı. Brodway’ın en büyük konser salonunda (NEW YORK SOCIETY for ETHICAL CULTURE) New York Musiki Cemiyeti adına konser organize etti ve bu konserde Ümit Tokcan ve arkadaşlarının eşliğinde bir “Türk Müziği Konserleri” verdi. Halen New York Türk Müziği Cemiyeti’nin Yönetim Kurulu üyesidir.

Sonrasında hayatının en büyük acısını ve üzüntüsünü, biricik evladının denizde kaybını yaşayan Semra İnanç yıllarca oğlunu Yunan adalarında dedektif gibi aradı. Bu konuda değerli gazeteci Ayşe Arman’dan destek aldı.Ayşe Arman ve Semra İnanç, Yunan adalarına ve Atina’ya beraberce gidip önemli araştırmalar yaptılar ve çok önemli ipuçları buldular. Ancak ne yazık ki bu konu hala bir sonuca ulaşılamadı ve akim kaldı. Yıllarını büyük bir hüzün ve üzüntü kaplayan Semra İnanç uzun yıllar sahnelerden de uzak kaldı. Bu arada söz ve beste çalışmalarına büyük ağırlık verdi. TRT’de yayınlanan ve ödül almış eserleri bulunmaktadır. Aynı zamanda MESAM Besteciler ve Söz Yazarları Birliği üyesidir.

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.