Haber

Can Yücel

1943 yılında, yakın dostu ve Ankara Atatürk Lisesi’nden sınıf arkadaşı Gazi YaÅŸargil ile birlikte yurt dışı eÄŸitim bursu kazandığı halde, babası, dönemin Milli EÄŸitim Bakanı Hasan Âli Yücel ” Bakan, kendi oÄŸluna torpil yaptı derler” diyerek karşı çıktı, söylendi. Gazi YaÅŸargil, bu bilginin doÄŸru olmadığını, ikisinin de ailelerinin imkânlarıyla yurt dışına gittiklerini açıkladı.[3]Ankara ve Cambridge üniversitelerinde Latince ve Yunanca okudu. ÇeÅŸitli elçiliklerde çevirmenlik, Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde spikerlik yaptı. AskerliÄŸini Kore’de yaptı. 1958’de Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Bodrum ve Marmaris’te turist rehberi olarak çalıştı. Ardından bağımsız çevirmen ve ÅŸair olarak yaÅŸamını Ä°stanbul’da sürdürdü. 1956 yılında Güler Yücel ile evlendi. Bu evlilikten iki kızı (Güzel ve Su) ve bir oÄŸlu (Hasan) oldu.

Son yıllarında Eski Datça’ya yerleÅŸti ve her hafta Leman, her ay Öküz dergilerinde yazıları ve ÅŸiirleri yayımlandı. CumhurbaÅŸkanı Süleyman Demirel`e hakaretten yargılanan Yücel, 18 Nisan seçimlerinde Özgürlük ve Dayanışma Partisi`nin Ä°zmir 1. sıra milletvekili adayı oldu. 12 AÄŸustos 1999 gecesi ölen ÅŸair, çok sevdiÄŸi günebakan çiçekleriyle uÄŸurlanarak Datça’ya defnedildi.

Sanat Hayatı
Can Yücel, 1945-1965 yılları arasında `Yenilikler`, `Beraber`, `SeçilmiÅŸ Hikayeler`, `Dost`, `Sosyal Adalet`, `Åžiir Sanatı`, `Dönem`,`Ant`, `Ä°mece` ve `Papirüs` adlı dergilerde yazdı. Daha sonraları `Yeni Dergi`, ‘Birikim`, `Sanat EmeÄŸi`, `Yazko Edebiyat` ve `Yeni Düşün` dergilerinde yayımladığı ÅŸiir, yazı ve çeviri ÅŸiirleri ile tanınan Yücel, 1965`ten sonra siyasal konularda da ürün verdi. 12 Mart 1971 döneminde Che Guevara ve Mao’dan çeviriler yaptığı gerekçesiyle 15 yıl hapse mahkûm oldu. 1974’de çıkarılan genel afla dışarı çıktı. Dışarı çıkışının ardından hapiste yazdığı Bir Siyasinin Åžiirleri adlı kitabını yayımladı. 12 Eylül 1980 sonrasında müstehcen olduÄŸu iddiasıyla “Rengahenk” adlı kitabı toplatıldı.

1962’de Ä°ngiltere’deyken, 1709 yılından kalma, Latin harfleriyle taÅŸ baskısı olarak basılmış bir Türkçe dilbilgisi kitabı bulması geniÅŸ yankı uyandırdı.

Şiirlerinde argo ve müstehcen sözlere çok sık yer veren, bu nedenle zaman zaman dikkatleri üzerine çekip koğuşturmaya uğrayan Yücel, ilk şiirlerini 1950 yılında `Yazma` adlı kitapta toplamıştır.

Can Yücel, taÅŸlama ve toplumsal duyarlılığın ağır bastığı ÅŸiirlerinde, yalın dili ve buluÅŸları ile dikkati çekti. Can Yücel’in ilham kaynakları ve ÅŸiirlerinin konuları; doÄŸa, insanlar, olaylar, kavramlar, heyecanlar, duyumlar ve duygulardır. Åžiirlerinin çoÄŸunda sevdiÄŸi insanlar vardır. ‘Maaile’ ÅŸairin kitaplarından birine koyduÄŸu bir ad. Can Yücel için ailesi çok önemlidir: eÅŸi, çocukları torunları, babası.. Bu insanlarla olan sevgi dolu yaÅŸamı ÅŸiirlerine yansımıştır. ‘Küçük Kızım Su’ya’, ‘Güzel’e’, ‘Yeni Hasan’a Yolluk’, ‘Hayatta Ben En çok Babamı Sevdim’ bu sevgi ÅŸiirlerinden bazılarıdır.

Can Yücel ayrıca Lorca, Shakespeare, Brecht gibi önemli yazarların oyunlarından çeviriler yaptı. Shakespeare çevirileri (Hamlet, Fırtına ve Bir Yaz Gecesi Rüyası) aslına baÄŸlı kalmayan, eserleri topluma aktarma amacıyla yaptığı çevirilerdir. Shakespeare’in ünlü ‘to be or not to be’ sözünü ‘bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin’ ÅŸeklinde TürkçeleÅŸtirmiÅŸtir. 1959’da ilk baskısı yayımlanan ‘Her Boydan’ adlı kitabında dünya ÅŸairlerinin ÅŸiirlerini serbest ama çok baÅŸarılı bir biçimde Türkçeye çevirmiÅŸtir.

12 AÄŸustos 1999 tarihinde vefat eden Yücel’in cenazesi dönemin Ä°zmir BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı Ahmet PiriÅŸtina’nın katkıları ile Datça’ya getirildi ve 17 AÄŸustos 1999 tarihinde 1999 Gölcük depreminin meydana geldiÄŸi tarihte defnedildi.[2] Ölüm yıldönümlerinde kutlamalar, “ÅŸarap” içiliyor gerekçesi ile Datça Belediyesi tarafından yapılmadı.[4] “Mekanım Datça Olsun” isimli bir kitap yazması ve yayınlaması nedeniyle, mezarı Datça ÅŸehrine defin edilen Yücel’in mezarı, Datça’da adına tören düzenlenmemesi ve baÅŸka yerlerde yapılan törenler nedeniyle yıkıma uÄŸratıldı ve mezar taşı parçalandı.[4][5] Mezarı yakınında bulunan “Can Evi” isimli alan ise, bu yıkımın ardından kapatıldı.[4]

Eserleri

Can Yücel’in Eski Datça’daki evinin bahçesinde, üzerinde imzasının bulunduÄŸu taÅŸ.
Yazma (1950)
Her Boydan (1959, Çeviri Şiirler)
Sevgi Duvarı (1973)
Bir Siyasinin Åžiirleri (1974)
Ölüm ve Oğlum (1975)
Şiir Alayı (1981, ilk dört şiir kitabı)
Rengâhenk (1982)
Gökyokuş (1984)
Beşibiyerde (1985, ilk beş şiir kitabı)
Canfeda (1985)
Çok Bi Çocuk (1988)
Kısa Devre (1990)
Kuzgunun Yavrusu (1990)
Gece Vardiyası Albümü (1991)
Güle Güle-Seslerin Sessizliği (1993)
Gezintiler (1994)
Maaile (1995)
Seke Seke (1997)
Alavara (1999)
Mekânım Datça Olsun (1999)
En Uzak Mesafe
Benim Adım Firuzansa Ne Olayım.
Cazcı firuzan (1997)
Hotuhların dramı
Biraz alıştım
Bördübet’ten Sedir Adası’na
Yüz Kitabı Şiirlerimden Seçmeler (2010)
Yaprak Dökümü

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.